Topraksız tarım başlığı ya. Bu yüzden burada klasik şekilde toprak
içinde sadece su ile sulayarak besinlerin topraktan emildiği sistemin
haricindeki sistemleri yazıyor ve uyguluyoruz.
Bitki kökleriyle besinleri emer. Bunu toprak içinde de başka bir şeyin
içinde de yapabilir. 2 şey gerekli köke, biri besinler, ikincisi su.
Toprakğın buradaki rolü bitkiyi ayakta tutmak besinlere ve suya yataklık
etmektir.
Bu durumda bitkiyi ayakta tutacak başka bir şeyi de toprak yerine kullanabiliriz.
Bitki ille de yatay bir toprak yüzeyinde dik durmak zorunda değildir.
Köklerin aşağı, yaprak ve dallarında yerçekimini kontrol ederek yukarıya
gitme eğlimi vardır. Yan dursalarda yollarını bulurlar. Tepetaklak
koyup gereksiz bir yorgunluğa sebep olmadığınız sürece sorun yok.
Borudan yan da çıkabilirler. Mümkünse dike yakın bir pozisyon daha
uygundur.
Köklerin sadece suda olduğu sistemlerde de bitkiyi kök boğazından veya
gövdenin en altından yumuşak bir şeyle tutturmak da olabilir. Örneğin
süngerle sarmalamak gibi.
Topraksız sistemlerde Köklere besini suda ertilmiş halde veriyoruz.
İhtiyaç duyulan bütün besinleri su içinde ertitiyoruz. Bu suyu köklerde
devridaim ettiriyoruz. Yani kökleri yalayıp geçen ve drenaj suyu olarak
geri alınan besinli suyu tekrar tekrar kullanıyoruz.
Köklere oksijen yapraklara karbondioksit lazımdır. O zaman köklere
verilen besinli suya oksijen karışmasını sağlamak lazımdır. Kurduğunu
sistemde eğer devridaim olurken suya hava karışması mümkün oluyorsa
ekstra bir motora vs. bir alete gerek yoktur.
Akan su düzeneklerinde besinli suyun hava ile bolca teması
sağlandığından ayrıca depoya hava basmasanız da olabilir. Hava ve su
birbiri,ne temas ettikce suya hava karışır kendiliğinden. Ama geniş bir
yüzeyde olsa durgun bir suya hava karışması zordur. Suyun hareketli
olması, şakırtılı akması, dere gibi veya şelale gibi hareket etmesi
havanın karışmasını sağlar. Sisteminizde böyle bir durum yoksa Bir hava
motoru ile suya akvaryumdaki gibi hava verirsiniz bu oksijen ihtiyacını
karşılarsınız.
Diyelim ki çilekleri perlite diktiniz. Bir damlama düzeni ile çilek
köklerine ulaşacak şekilde besinli su veriyorsunuz. Alttan sızan fazla
suyu depoya geri döndürüp tekrar damlamaya vereceksiniz. Ancak bu
besinli su oksijenli olacak. Kökler perlit içinde hava ile temas da
edebiliyorsa bu şekilde de hava alabilir. İllede suda erimiş oksijenle
soluyacak diye bir şart yok.
Klasik topraklı tarımda kökler toprak içinde temas ettikleri hava
boşluklarından oksijen alabilir. Toprak suya boğulur hiç hava boşluğu
kalmazsa bitkiler ölür. Yani her salma sulamada kafası suya sokulan
insana döner bitkiler nefesi yettiğinden sular süzülene kadar ölmezler
belki ama çok fuzuli bir iştir. Topraktan besin elemntlerini de yıkayıp
aşağı indirip bitkiden uzaklaştırmış olursunuz. Boşuna ödenen su
paralarıda ayrı bir dezavantaj . . .
Bu topraksız sistemlerde ne aralıkla sulayacağız ? Kökler kurumayacak.
İster günde bir kez ister on kez ister sürekli farketmez. Kökü
kurutmayın hava ile temasını sağlayın fazla kök hava teması yoksa suya
bolca hava verin.
Borunun kalınlığını, büyüdüğü zaman bitki köklerinin sığıp sığmayacağını
düşünerek seçiyoruz. Çilek kökü 70 lik boruya sığabilir. Ama perlit vs.
malzeme ile sıkıştırılırsa hem müdahele gerektiğinde zorluk çıkar hemde
suya boğulup havasız kalabilir.
Bunlar denenerek bulunacak işler. Bir standartı yok. Hepimiz aklımıza
estiği şekilde yapmışız yaşadıkca değişiklikler yaparak kendimize daha
uygun sistemler bulmuşuz. Siz de deneyin.
Standart olan işler kökün besine havaya suya ihtiyacı olduğu, ışık lazım olduğu gibi şeyler.
Suda eritmemiz lazım gelen makro elementler yani bol lazım olanlar;
N (azot), P (fosfor), K (potasyum), Ca (kalsiyum), Mg (magnezyum), S (kükürt), O (oksijen), H (hidrojen), C(karbon)
Suda eritmemiz lazım gelen mikro elementler yani daha az miktarlarda lazım olanlar;
Fe (demir), Zn (çinko), Mn (mangan), B (bor), Cu (bakır), Mo (molibden)
Bunların hepsini birden suda eritiyoruz ve köklere veriyoruz. Bu
elementleri içeren su kökleri yaladıkca bitki bunları yavaş yavaş emiyor
ve yapılanıp büyüyor. Toprakta bunların hepsini birden aynı anda tam
da istediği oranlarda bulamadığı için daha yavaş büyüyor bitki.
Burada bir kural var. Minimum kuralı ! Diyelim ki kek yapacaksınız. 4
kişilik kek için 1 kg un 2 yumurta 1 kaşık kabartma tozu lazım. Bakın
farklı elementler ve farlı miktarlarda lazım.
Besin elementleri de farklı farklı ve hepsinden farklı miktarlarda lazım.
Kek için lazım olan 1 kilo unun sadece yarısı varsa elinizde ancak 2
kişilik kek yapabilirsiniz. yumurtanın biri kabartma tozunun yarısı
artar.
Diyelim ki hiç kabartma tozunuz hiç yok. Kek yapamazsınız. Diğer
malzemeler boşa gider, eksik malzemeyle yapmaya kalkarsanız kekiniz
bozuk olur. Yani bitkiniz büyümez veya solar.
Minimum kuralı şudur. Ortamda en az bulunan malzeme diğerlerinin ne
kadar kullanılabileceğini belirler. Yani ortamda hiç azotunuz yoksa
geri kalan herşey olsa bile sizin bitki büyümez. ya da azot gerekli
olandan eksikse geri kalandan yaralanma oranıda düşer bitkide.
İkinci bir kural daha var.
Bir şeyden çok fazla varsa başka bir şeylerin kullanılmasını engeller. Süslü adı Antogonizma.
Ortamda her şey var ama azot çok ama çok fazla ise ortamda var olan potasyum da kullanılamaz.
O zaman en az 12 elementin hepsini tam lazım olan oranlarda eritmemiz
lazım. Hidrojeni, oksijeni ve karbonu havadan sudan alacağımız için
suda eritmemize gerek yok. Ama kalan 12 si mutlaka lazım. Hem de ne
eksik ne fazla, tam lazım oldukları kadar. Mesela en çok azot lazım ama
bakır çok daha az lazım. Azottan 100 lazımsa bakırdan 1den bile az
lazım. Ama lazım. Olmayınca bir şeyler ters gider.
O zaman topraksız tarımın vurucu noktası sistemlerin nasıl olduğu değil besinli su sahibi olabilmek.
Besinli suyunuz yoksa topraksız tarım yapamıyorsunuz.
Bu elementler, element halinde satılmaz. Bir bileşik halinde satılır.
Mesela amonyum nitrat gibi. Oturup hesaplarız ne kadar gram amonyum
nitratın içinde ne kadar saf azot var gibi bir hesap. Her element için
tek tek yapılacak. Her elementin piyasada satılır bir bileşik hali
mevcut.
Bir sezon evde bir düzenekte topraksız tarım yapmak için bize 1 kilodan
az bir besin elementi lazım. Ama bu elemntin bir tanesi için bile gidip
50 kiloluk bir çuval satın almak gerek. 12 lement için satın almanız
gereken ambalaj bin lirayı geçer. Oysa bize belki 10 liralık gübre
yeterli.
Ne yapılacak ?
Hazır kitler mevcut. Forumda var onlardan alınacak mesela. Bazı
arkadaşlar temin ediyor adresinize yolluyorlar. Yazıları tararken sık
sık karşınıza çıkmıştır zaten.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder