Güven Sorununu Aşalım

Koniks içinde görülen bir ilana ödeme yapmak istediğinizde tüm sorumluluk size aittir. Koniks sadece yazışılan bir site. Kimseye ben dahil referans olmuyor teknik olarak.

Şu üyeye para yollacağım ne dersiniz diyor bazı arkadaşlar. Ne diyeyim ? Allah derim.

Ne hukuken ne de site için yapılacak bir şey yoktur gerçek hayatta bu tarz bir alış vermeyiş için !!!

Teknik olarak burada okuduğunuz yazıların içeriğinin güzel

Geri Dönüşüm Oluyor mu ?

Evet oluyor. Buradan tanışıp ticaret yapanlar var.

Ama tedbirsiz davranıp kazık yiyenler de oluyor.



13/11/2009 :  16:00:07 de yazıldı. Bu yazının yazıldığı orjinal sitedeki başlığın tamamını görüntülemek için tıklayın.

GDO dan neden korkuyoruz ?

Basitce yapılan şey şudur ;

Bakteri, virüs, böcek veya kimyasal bir zararlıya karşı bitkiyi dayanıklı yapacak olan ve bitkinin doğal yapısında oluşmayan bir gen parçası , bir taşıyıcı yardımı ile bitki hücre çekirdeğindeki kromozal DNA ya taşınıp yapışması sağlanır. Yeni çekirdek DNA sı oluşturulan bitkiden steril ve elit bir tohum elde edilir.

Artık bu ticari bitkimiz çok korktuğumuz bir zararlıya karşı dayanıklı hale gelmiştir.

Bakteri dediğimiz şey DNA sı bitkimize uyumlu bir bitkisel bakteridir. Yani bir akrep DNA sının domatese takılabilmesi nasıl mümkün olabiliyor ben bilmiyorum. Allah bilir bunu yumurtlayan kişinin hayatında eli mikrosbop bile tutmamıştır.

Daha basiti bitkinin beynine bir yazılım yaması ekliyoruz. Diyoruz ki ; bu zararlı etkisine maruz kalırsan kendini şu şekilde savun. Fakt bu yamayı kendimiz yazamıyoruz, doğada hazır yazılmış bir yama bulup alıyoruz.

Bitkide yeni gelişen bu savunma biçiminin bize bir zararı olurmu buna bakabiliriz. Bu savunma biçiminin bitkinin tükettiğimiz yerlerine bize zarar verecek şekilde bir kalıntısı olurmu bu incelenir. Eğer böyle bir zarar ortaya çıkacaksa bu işlem ticari olarak geçerli bir yol değildir. Yapılmaz.

Dünyadaki bütün ticari işletmelerin işi gücü insanları zehirlemek neslini kurutmak falan olmalı ki buna çalışsınlar. Çizgi film senaryosu gibi !?


Basit bir teknolojik yöntemden bahsediyoruz. Amaç bitkiyi daha dayanıklı yapmak. Koparılan gürültünün sebebini anlamak mümkün değil.

Bu iş tehlikeli ise tüp bebek yapmakta tehlikeli ya çocuk değil de canavar çıkarsa !

Gürültünün sebebi biyokimya veya genetik bilimi ile ilgili değil tamamen siyasal veya ticari....

Şu anda dünyadaki binlerce bitkinin durumu bu şekildedir. Metod yeni bir şeyde değildir. Yıllardır bilinir ve uygulanır.

Ne oldu da bundan bu kadar korkulur oldu ?



29/10/2009 :  05:46 da yazıldı. Bu yazının ilk yazıldığı orjinal sitedeki başlığın tamamını görüntülemek için tıklayın.



Bilinmeyenler ve GDO




Ülkemize suni genli tohumların girişi yasaktır fakat denetimi yoktur ya da çok yetersizdir. Henüz ortada bilimsel bir tehlike olmadığı için üzerinde çok fazla durulmamıştır.

Zira suni genli bir domates tohumu alırsanız, orabanj hastalığına asla yakalanmayacak bir tarlanız olacak demektir. Tarlada bazı hastalıklar ortaya çıktığında ilaçla önlenmesi mümkün olmayıp müteakip yıllarda da tarla enfekte kalabilir yani ticari hayat sönebilir. Çok korkulan bir bitki hastalığından kesin kurtuluş yolu olan bu suni genli tohumluğun cazibesi buradan gelir. Önemli bir hastalığa karşı koymak için yapıştırılmış bu suni genin sağlığa zararı konusunda yapılan yorumlar hiçde bilimsel değildir. Bu gen kanser yapar diyebilmek için nasıl kanser yapacağınıda makul ve mantıklı bir şekilde açıklamak gerekir.

Cep telefonu adamı kanser yapar demekle aynı şey. Nasıl yapacak ? Cep kanser yapıyorsa neden dünyada kanser patlamadı ? Kanserdeki artış artan nüfüsla orantılı. Cepten önce sigara var. Kimyasallı yoğurtlar peynirler var. Artan CO2 gazı var. Delinen ozon tabakası var. Daha birinci sırada duran unsurlar değilde korku yaratmanın daha populer olduğu cep suçlanıyor. İşte aynen bunun gibi.

GDO da muhtemelen tohumculuk şirketlerinin ticari savaşı bu bilgi kirliliğini ortaya çıkarmış durumda. Bazı firmalar o kadar harika sonuçlu tohumlar geliştirmişler ki bu yeniliğe girememiş olan diğer tohumcuların piyasalarını kırmış durumdalar. O zaman ne yapalım bu tohumlar kanser eder adamı diyelim.

Kim rekabette nasıl bir yol izlerse izlesin suni gen yapıştırma işi asla engellenemeyecek bir sektör.

Bir grubun çıkıp absürt tartışmalar yerine, ülkemizde suni genli tohumları kim denetliyor ve yeterli mi diyerek tartışması gerek. Dünyada suni genli tohum üreten firmalrın çalışmaları piyasaya çıkmadan önce kimler tarafından tescilleniyor, yapılacak çalışmalara getirilen etik kurallar nelerdir bunları anlatılması gerek.

Adam çıkıyor domatese akrep geni yamanabilir diyor. Terminatör bitkiler dünyayı ele geçirecek diyebiliyor. Zihni örümcek adam filmiyle şekillenmiş bir zihniyet var ortada bir de televizyonda konuşuyor olmanın dayanılmaz cazibesi . . .

Suni bir gen ıstakaya dizilen okey taşları gibi kolayca yapılan bir iş de değil üstelik. Suni gen bir bitkinin kendi doğasında asla oluşturamayacağı bir genin başka bir organizmadan alınıp bu bitkiye yapıştırılmasından ibarettir. Her gen her bitkiye yapıştırılamaz. Metrik 3 bir cıvata metrik 3 bir somuna girer. Genler arasında bir uyum olmalıdır, gene doğa bizi sınırlar. Akrebi domatese yapıştırmak Murat 124 ün tekerleğini C200 mercedese takmak gibi bir şey. Takılmaz ne çapı ne de delikleri denk gelmez. Delip taksak bile araba düzgün gitmez. Yani elimizde ürün alabileceğimiz ticari bir bitki olamaz.

 29/10/2009 :  04:33 de yazıldı. Bu yazının ilk yazıldığı orjinal sitedeki başlığın tamamını görüntülemek için tıklayın.



Bilinmeyen her şeyden kork anlamaya da çalışma.


Öncelikle GDO nun ne demek olduğunun bir açıklanması lazım. Çünkü her türlü zirai üretime GDO demek mümkün hale geldi son tartışmalarla.

GDO terimini ilk kim üretti tam bir sonuca ulaşamadım. Fakat kim bu ismi bulmuş olursa olsun kesinlikle yapılan işi tam ifade eden isim bu değil. Karışıklığın başlıca nedeni de bu bence.

GDO ; genetiği değiştirilmiş organizma demek. Yediğimiz bütün ürünlerin genetiği değiştrilmiş durumdadır. Gen bilimi bu işle uğraşır ve bitkiler doğal yollarla birbiriyle döllenerek yeni çeşitler meydana getirilir. Amaç en yüksek verimli ve en dayanıklı bitkiye ulaşmaktır. Tıpkı uzun boylu insanların evlenmesini teşvik edip uzun boylu bir nesil ortaya çıkarmak gibi. Bu doğal yollarla yapıldığı için sağlıksız olma ihtimali yoktur. Üstelik gereklidir. Aksi takdirde 7 milyar insana yetecek bitkisel üretim yapılamaz.

Fakat gelişen teknoloji, genlerin bitkiden bitkiye doğal yollarla aktarılmasını beklemeden direk labaratuar koşullarında yeni ve doğal olmayan bir gen elde edilip bir bitki genine yapıştırılmasını mümkün kılmıştır.

İşte işin özü burada. Genetiği değiştirlmiş ürün değilde yapısında suni gen bulunan ürün demeliyiz.

Suni genli ürünler tehlikelimidir bunu tartışmalıyız.

Suni genli ürünlerin üretimi çok sıkı denetlenirse insanlığa faydası büyük. Zaten önlenmesi de mümkün olmayan bir çalışma. Fakat ortada bir denetim ve önceden belirlenmiş bir standart olmaz ise büyük felaketleri de yavaş yavaş ortaya çıkarabilecek çalışma. Ortada direk bir zarar söz konusu değilse de uzun yıllarda ortaya çıkma ihtimali olabilecek henüz aklımıza gelmeyen enteresan genler kendiliğinden oluşabilir. Ticari bir suni gen yapıştırılacaksa teknik kurallar konmalı. Bu yapılmaz ise kimin nasıl bir suni geni nereye yapıştıracağı ve bu suni genin doğal yayılma sürecinde uzun yıllarda nasıl bir değişime uğrayacağı meçhul.

Fakat hali hazırda kısırlık, kanser, zehirlenme gibi adı konmuş direk bir zararın GDO denen suni gen çalışmalı bir üründen oluşabilmesi mümkün değil.

Suni genin piyasalara girmesinin ve halk elinde tüketime sunulmasının başlangıcı bitkiye doğal döllenmelerle kazandırılamayan bazı hastalıklara dayanıklılık geninin kazandırılması içindir. Yani doğal yollarla ıslah edilen bitki en mükemmel halinde iken bile doğadaki bazı hastalıklara , zararlılara hala az dirençli halde kalmış ve bu eksiğide suni bir genin eklenmesi ile giderilmiştir. Bu suni genin sağlığa bir zararı söz konusu değildir ama bir genin suni yolla değiştirilebilmesi kötü amaçlı da kullanılabilir. Doğa insana ihanet etmezse de insan insana ihanet edebilir. Çok iyi niyetli olan bu çalışma çok sıkı denetlenerek piyasaya çıkarılmalıdır.

Konunun çok fazla teknik detayı var. Çok özet haliyle veya konuyla en ilgisiz kişinin bile anlayacağı haliyle durum budur.

Televizyonda konuşmaya çok meraklı insanımız var. Konu ve gerçekliği hiç önemli değil. Konuşanların arasında genetikci veya ziraatçiye hiç rastlamadım.

Ama çok populer bir konu. Şimdi telefonu açıp kanalın birine bir iddiada bulunsam yarın televizyondayım anlaşılan. Sonra uydur gitsin nasılsa kimse anlamıyor. Kimsenin senin üzerine konuşma şansı yok.

Bilim sabit bir şeydir. Suni olarak genle oynamanın 10 ayrı yorumu olamaz. Oluyorsa, tartışılan şey tartışılması hedeflenen şey değildir !


29/10/2009 : 03:55 de yazıldı. Bu yazının ilk yazıldığı orjinal sitedeki başlığın tamamını görüntülemek için tıklayın.



İş Fikirleri Bölümüne Ne Dersiniz ?

Projeni sat diye bir yer var mesela. Aralarında sağlam temellere oturan projeler var. Geniş ufuklu bir iş insanının pek ala ilgi duyup yapımcısı ile irtibata geçmek isteyebileceği güzel düşünülmüş bir ürüne dönüştürülmüş yapımlar çıkıyor aralarında.

Koniks e bu tarz bir modül ilave edilez mi ? Ya da bu amaç için hazırlanacak başka bir siteye link verilemez mi. Koniks in şubesi gibi . . . .

13/09/2009 :  12:29:31 de yazıldı. Bu yazının yazıldığı orjinal sitedeki başlığın tamamını görüntülemek için tıklayın.

İş Fikirleri Bölümüne Ne Dersiniz ?

Proje yayınlamak konusunda bu sayfalarda büyük bir kalabalık yaşanacağını düşünüyorum. İpe sapa gelmez ancak sahibinde büyük heyecan yaratmış bolca proje var.

Bir projenin şekil olarak belli kriterlere sahip olması ve onaydan geçmesi gerekir.

Projenin ana fikrinin kısaca anlatıldığı basit bir kaç şekil ve anlatımla desteklendiği ve hatta bu şekilde gerek proje olarak gerek kullanılır şekilde satışa sunulabildiği bir ortam olsa idi en azından ben ilgiyle izlerdim.

Bir web izleyicisi olarak bulduğum bir projenin birileri tarafından akıl süzgecinden geçirilip öyle yayına konduğunu bilmek projeye olan güvenimi arttırırdı. Ama birçok proje sadece düz yazı ile ifade edilemiyor.

Fakat konu tam da bu sitenin kalemi aslında.

13/09/2009 :  12:20:50 de yazıldı. Bu yazının yazıldığı orjinal sitedeki başlığın tamamını görüntülemek için tıklayın.

İlan Bölümlerindeki Uyarı Yazıları

Özellikle giyim üzerine verilen ilanlarda, umduğu sonucu alamayan üyeler, bir birini itham eden ve zaman zaman argo yazmakta sakınca görmeyen yazılar yazabiliyor.

Kesinlikle emin olmadan, elde bir döküman bulunmadan bu tip suçlayıcı yazıların yazılması çok hoş olmuyor.

Bazı ilanların içi boş olduğu gibi, bazı suçlayıcı yazılarında sağlam bir mesneti bulunmuyor.

Kesin bir üçkağıtcılık gözlemiş bile olsanız bunun çözüm yeri bu sayfalar değildir.

Sitenin en fazla yapacağı bu tip yazıları bir süre takip edip silmektir.

Aykırı bulduğunuz yazıları site yönetimine bildirebilirsiniz.

09/09/2009 :  13:00:31 de yazıldı. Bu yazının yazıldığı orjinal sitedeki başlığın tamamını görüntülemek için tıklayın.

Makineli Tüfek Gibi Yazı Kopyalamak

Alıntı Yapılan Metin:
Yazıyı gönderen - biktim
YA BU NE YA, SITEYI ACIYORSUN 350 YENI YAZI, ONUN BELKI 250 SI UMUT SENGUL VE AKIN SELCUKA AIT. YA ALLAH ASKINA SU YILDIZLARI COGALTMAK ICIN YAZIP BURDAKI HERKESI BIKTIRMAYIN. YAZILARIN 1 KURUSLUK FAYDASI YOK. ARTIK KONIKSTE YAZI YAZMANIN ANLAMI KALMADI. SITE ADMINI SU IKI YAZARA 100 TANE YILDIZ VERSE IYI OLUR, BELKI O ZAMAN COCUKLUGU BIRAKIR.


Sevgili Biktim, Ben zaten efendi gibi yazarak belli bir sayıya ulaşmışım. Bu ilkokulda okumayı sökene kurdele takılması gibi birşey.

Bu ilkokulda bir amaç haline gelirse şaşırmamak lazım ama burada . . . . : )

Sırf bunun için bütün dengeyi bozuyorsa biri, bu yöntemi herkes kullanabilir. Anlatılan budur.

26/08/2009 :  10:47:33 de yazıldı. Bu yazının yazıldığı orjinal sitedeki başlığın tamamını görüntülemek için tıklayın.

Makineli Tüfek Gibi Yazı Kopyalamak

Alıntı Yapılan Metin:
Yazıyı gönderen - selami
Akın selçuk biz umut şentürke söyledik sen daha zirve yaptın..Bu ne perhiz Bu ne Lahana Turşusu..


Hocam işte diyorum ya , bu işi herkes yapabilir.

El ele verdik kardeşimle bir kaç siteyi Koniks' e kopyaladık bu akşam.



26/08/2009 :  03:17:09 da yazıldı. Bu yazının yazıldığı orjinal sitedeki başlığın tamamını görüntülemek için tıklayın.

Makineli Tüfek Gibi Yazı Kopyalamak

İçimden geldikçe veya bir ip ucu yakaldığımda yazmayı tercih ederim. Yazmayı da konuşmayı da çok severim.

Farklı insanlarla yazışarak da konuşarak da çok farklı şeylerin farkına varıyorum. Buraya ardı ardına hiç durmadan yazı kopyalamayı doğru bulmuyorum. Sitenin düzenini kesinlikle bozuyor. Siteden alınan tadı yok ediyor. Belki site içeriği çok zenginleşiyor. Çünkü kopyalamalar çok bilinçsizce yapılmıyor. Fakat başka sitelerdeki yazıların büyük bir hızla buraya taşınmasının mantığını amacını anlamış değilim.

Bir odada sürekli konuşan biri konuşmaya istekli herkesin susmasından başka bir şey sağlamaz. Kopyalamak

Jet Lag’ in Etkilerini Azaltmak İçin Ne Yapmalı?

Jet Lag’ in Etkilerini Azaltmak İçin Ne Yapmalı?

Jet lag, özellikle de kısa sürede birçok zaman alanından geçme (batıdan doğuya ya da doğudan batıya uçarken) sonucu oluşur ve uyku kalıplarının ve vücudun iç saatini oluşturan biyolojik ritmin bozulması anlamına gelir. Jet lag’ın olumsuz etkileri; dehidratasyona, bitkinlik, stres, hazımsızlık, genel halsizlik, uyuyamama, düşük fiziksel ve zihinsel performans gibi durumlara yol açabilir.

Genel Tedbirler
Bu tip uzun uçuşlara çıkmadan önce iyice dinlenmeye özen gösterin. Yolculuk süresinde ise kısa uyku molaları

Dünyadaki %2 lik Zeki İnsanların Arasında mısınız?

Acaba dünyada zeki olan %2 insandan biri misin?
Bu soruda hiçbir şekilde şaşırtmaca yoktur, tamamen mantığa dayalıdır.
Mantıklı bir şekilde çözüme ulaşılabilir.
Bol Şanslar !!!

90 Saniyede Kendini Sevdir !


Ben bu başlıktaki yazıyı üniversitenin ilk yıllarında adını hatırlamadığım bir dergide bulup kesip defterimin arasına koymuşum aradan geçen yıllarda unutup gitmişim.

Geçen sene bu yazıyı bulup tekrar okuyunca ilk işim buraya yazmak olmuştu.

Gençlikte mantık ön planda idi. Konuşkandım ama kolay diyaloğa giremezdim. Diyaloğlar kendiliğinden gelişmezse diyaloğu

Yeni Üye

Evet öyle. Ama insanlar genede tanışma faslı için telefon msn gibi başka iletişim araçlarını tercih ediyorlar.

 23/07/2009 :  13:35:13 de yazıldı. Bu yazının yazıldığı orjinal sitedki başlığın tamamını görüntülemek için tıklayın.

Tam da İşmi Kuracaktınız, Durumunuzu Gözden Geçirin

quote kullanımında son noktaya ulaşılmış sanırım. Bu sefer de çok iç içe geçmiş kim kime cevap yazmış anlamakta epey zorlandım. : )

Sayın Hocalarım,

Bence siz ikiniz karşılıklı kahve içerken iki mars bir düz güzel tavla oynarsınız buna uygunsunuz. Bu esnada bende başınızda üçüncü olarak, o kapı açılır mı hocam naptın der sizi sinir ederim. Tabi bir yandan da yukarıdaki konuları tartışıyor olsanız bu sırada birbirinize hiç alınganlık gösterme şansınız kalmaz.

Bazı briç arkadaşlıkları vardır. Yeni ortaklar iyi manyelleşemedik diye birbirlerine kızıp dururlar ama bir yandan da hep birbirleriyle eşleşirler çünkü ikiside iyi oyuncudur ve ikiside bunun farkındadır. Sizinki o hesap.

Saygılarımla . . . .

23/07/2009 :  11:50:46 de yazıldı. Bu yazının ilk yazıldığı orjinal sitedeki başlığın tamamını görüntülemek için tıklayın. 

Tam da İşmi Kuracaktınız, Durumunuzu Gözden Geçirin

Aslında Sayın Lemon , tam da bir iş kurma aşamasındayken belki bir motivasyon unsuru daha yakalarım diye buradaki yazıları okumuş. Fakat gel gör ki bizim aman iş kurmayın batıp çıkmayın uyarılı karamsar yazımıza denk gelmiş.

Dedikleri yanlış değil elbet. Birileri iş kurmaz üretim yapmazsa çarklar dönmez. Birileri al sat yapacak, birileri bir makine parçası üretecek satacak, birileri hizmet üretip satacak. Yoksa olmaz dünya durur düşeriz aç kalırız aya bakar peynir sanırız. Açlıktan.

Tam da İşmi Kuracaktınız, Durumunuzu Gözden Geçirin


Alıntı Yapılan Metin:
Yazıyı gönderen - lemon
bu sitenin varlığından bugün haberim oldu. Gayet güzel,yaş ortalaması yüksek,seviyeli bir site .. bu platformun yaratıcılarını tebrik ederim .

Alıntı Yapılan Metin:
Son olarak da bu başlığı görünce artık üye olayım birkaç kelam da ben edeyim dedim.

Alıntı Yapılan Metin:
Bu başlığı yazan arkadaş oldukça kötümser düşünmüş, İş kurmayın babanızın işini devam ettirin demek bir girişimcilik , iş dünyası platformunda abes olduğu kadar işi.......


Sayın Lemon,

Hoşgeldiniz sefa geldiniz. Yaş ortalamasını bilmem ben daha 5 yaşındaki oğlumla aynı yaştayım. (en azından evdeyken) , bu başlığın sizi buraya üye olmaya ikna etmiş olmasına çok sevindim yazdıklarım ve gelen yorumlar bir iletişim kurmuş demek ki sizinle ....

Ama bir yandan abes de bulmuşsunuz. Valla haklısınız, iş fikirleri sitesinde iş yapmasan iyi olur diyen bir yazı.

Benim ''kanepenin kıymetini bil'' diye böyle abes bir başlığım daha var. Orada da aşağı yukarı aynı şeyleri söylemişim.

Terslik bende mi yoksa piyasada mı yoksa havalar mı çok sıcak ? Kurulan işler çabucak batıyor. Buna çok içerliyorum. Ben sağlam işler kurulsun istiyorum.

Saygılar . . .

21/07/2009  22:07:29 de yazıldı. Bu yazının ilk yazıldığı orjinal sitedeki başlığın tamamını görüntülemek için tıklayın.  





Tam da İşmi Kuracaktınız, Durumunuzu Gözden Geçirin

Çinliler ayrı bir dert. Nüfus fazlalığı hep işlerine yarıyor. Bir konuda karar verirlerse önlerinde durmak pek mümkün değil. Örneğin 10 yıl önce yıllardır yerinde duran karton fiyatı bir kaç ayın içinde 5 misli arttı. Çünkü Çinliler bütün hurda kağıtları toplamaya başladı. Karton %90 hurda kağıt %10 selülözden yapılır. Çoğunu selülözden yapmaya kalkarsan fiyat beşe katlanır. Kimse tahmin etmemişti. Elinde tesadüfen kağıt stoğu bulunan malını satmayı becerememiş bir çok esnaf bir anda zengin oldu.

Çinliler para piyasası ile direk oynamıyor. Para Amerikalıların işi. Çinliler ekmekle oynuyor. Araba lastiği ile oynuyor. Bir çok sektörün hammaddesi ile oynuyor. Yani Amerika gibi bütün piyasayı hedef almak yerine nokta atışları yapıyor. Ama o nokta atışlarının herbirinde dünyanın dört bir yanında bir çok sektör batıyor veya çıkıyor. Bu da Amerikanın para hakimiyeti ile dalga geçmek oluyor. Dünya aslında bir Çin - Amerika soyut savaşını bilfiil yaşıyor. Dünyadaki her yaşayan 4 kişiden birinin Çinli olduğunu ve aç olduklarını unutmayalım. İpin ucunu bir günlüğüne bıraksalar aç kalırlar ölürler. Bu yüzden çok hırslı bir savaş bu.

Bu kadarına kafa yormak biz aciz kulların işi değil. Benim tek bildiğim aç kalmamak için iş çarklarının dönmeye devam edeceği ama en kazançlı işin hiç bir zaman iş yapmak olmayacağı. Değeri artan sempatik bir obje gerekli. Bu da ancak altın olabilir.

21/07/2009  18:48:58 de yazıldı. Bu yazının ilk yazıldığı orjinal sitedeki başlığın tamamını görüntülemek için tıklayın.  


 

Tam da İşmi Kuracaktınız, Durumunuzu Gözden Geçirin

Huy abim,

Günlük takibatlarla yapılan karlılık yatırımları çok risk uzun vadeli umutlarla yapılan karlılık yatırımları az risk içerir. Ben ağır kanlı yatırımları daha çok seviyorum. Belki biraz sabır istiyor. Ama tadından yenmiyor. Borsayı bu yüzden sevmem. Çabuk olmak gerek.

Döviz de çok hızlı olmayı gerektiriyor. Bizim gibi 486 işlemcilerle olacak iş değil. Qadro beyin gerek.

Altında hiç yanılmadım gene öyle olacak. bugün al 15 ay sonra sadece kazanç kısmını bozdur. Çalışmaktan daha karlı olacak. Yetkili ağızların söylediklerine hiç bir zaman bakmadım kafamın karışacağını iyi biliyorum. Çünkü söylenen her on tüyonun 9,5 adedi bir amaç için söyleniyor. Tüyolar kısa vadeler için söylenir. Kimse dünya piyasaları ile 15 aylık oynayamaz, bu güç kimsede yok. Halk 15 ayda bildiği yöne akmaya başlar, damla damla akar bir de bakarsın ırmak olmuş.

İş yapmadan oturmak herkesin harcı değil. Benimde değil.

21/07/2009 :  18:35:06 de yazıldı. Bu yazının ilk yazıldığı orjinal sitedeki başlığın tamamını görüntülemek için tıklayın. 


Tam da İşmi Kuracaktınız, Durumunuzu Gözden Geçirin

Hocam boşver Wood' u. Görünen köy klavuz istemez. Altın denizin dalgaları gibidir. Tsunami yapmaz ama hiç bitmez. Güzel dalgaları takip etmek yeter. Sam yeli bitti.

21/07/2009 :  01:23:38 de yazıldı. Bu yazının ilk yazıldığı orjinal sitedeki başlığın tamamını görüntülemek için tıklayın. 



tamnland.net

Sizce Ülke Olarak Yüzümüz Ne Tarafa Dönmeli ?

Alıntı Yapılan Metin:
Yazıyı gönderen - METTİN
........Bu ülkede un var,şeker var,irmik var,fıstık var,bide şu helva yapmaya çalışanları ...


Hocam un şeker ve yağ yeterliydi, irmikle fıstık fazladan olmuş. : )

Fıstıklı irmik helvası gibisi de yoktur gerçi . . . Sizde çok seviyorsunuz anlaşılan

21/07/2009 :  01:11:24 de yazıldı. Bu yazının ilk yazıldığı orjinal sitedeki başlığın tamamını görüntülemek için tıklayın. 

Tam da İşmi Kuracaktınız, Durumunuzu Gözden Geçirin

Zaten bu yazı köşede fazladan birikmiş paranın buharlaşmaması için yazıldı. Köşede birikmiş para kalmadı ise yaş da genç ise fırsat kollamak gerek bu yazının bir hükmü yok o zaman.

İş kurup parasını buhar edene epey üzülüyorum. Altın da bağırıyor gene.

20/07/2009 :  19:17:37 de yazıldı. Bu yazının ilk yazıldığı orjinal sitedeki başlığın tamamını görüntülemek için tıklayın. 


Tam da İşmi Kuracaktınız, Durumunuzu Gözden Geçirin


Bugün Temmuzun 20 si yıllardan 2009.

Emeklilik yaklaştı, üç beş kuruş biriktirdiniz. Kel kötü bir dükkan açar ufaktan işime bakarım diyorsunuz. Hatta hesaplı bir dükkan varsa dükkanı satın bile alabilirim diye içinizden geçirmektesiniz. Nasılsa ev vaktiyle alındı artık cepte , araba desen artık evdeki koltuk takımı kadar yadsınmış yokluğu düşünülemez bile.

Bu durum size tam uymadı ise o zaman bir yakınınız size bir iş öneriyor. Abi sen masa başı adamısın çok bilmiyorsun ama piyasada çok iş var diyor. Sen kontrolünü yap işi ben çeviririm diyor. Niye diyor bir fikri var içini heyecan sarmış ama parası yok. Para sizde yıllarca ince işçilik yapıp biriktirdiniz. Dışardan zengin görünüyorsunuz oysa sizi ikna etmeye çalışan bu yakınınız da en az sizin kadar kazandı aylık fakat sizin gibi sakin hesaplı olamayınca biriktiremedi.

Şimdi gün karıncanın , cırcır böceğinin günü değil.

Sıkıldım, Bunaldım, Krizdeyim.

Ne ürettiğinizi öğrenmeyi de isterdik ama amaç sadece iç dökmek olunca yazmaya gerek görmemişsiniz. Öncelikle geçmiş olsun ve aramıza hoş geldiniz . . .

Ben krizdeyim , borcum var diyene hep derdim ki yolda yürürken gördüğün her 5 oğlan çocuğunun 3 ü de senden farlı değil borç içinde , birinin işi yakında bozulacak kalan biri de zaten doğuştan zengin.

Aslında oğlan çocuğu yerine bayanlarıda işin içinde hayal edebilmeyi isterim ama oğlanların daha bebeklikten sırtına yüklenen at avrat silah olgusu, para kazanıp herkese bakmak dürtüsü , ama o çocuğa bunun yeteneklerini

90 Saniyede Kendini Sevdir !

Fakat bir sorun var. Ben günlük hayatımda çok farklı kültürel yapıya ve görüşe sahip zengin ve fakir bir çok insanla konuşuyorum. Sohbetler tavrımdan dolayı genellikle samimi geçer. Konu konuyu açar ve ben bir şeyler anlatırım. Bazen siyasi içerikli şeylerden bile bahsederim.

Eğer karşımdaki benimle tamamen hemfikirse ki genellikle böyle olur, samimi olmadığından emin olurum !!

Bu durumda Boothman takdiğinin koyu renkli kısımları çok da geçerli değil gibi . . . . Ya da en azından en akıllıca takdik değil .

30/06/2009 :  22:17:11 de yazıldı. Bu yazının yazıldığıorjinal sitedeki başlığın tamamını görüntülemek için tıklayın.  



Keneler Ve Denizanaları . . .

Uzun uzun yazsanız da okusak Sayın Tristapena . . .

Ben yeniyim ama hoşgeldiniz.

19/06/2009 :  00:42:19 de yazıldı. Bu yazının ilk yazıldığı orjinal sitedeki başlığın tamamını görüntülemek için tıklayın. 

Sizce Ülke Olarak Yüzümüz Ne Tarafa Dönmeli ?

Yüzümüzü bir yere dönmemiz gerekmiyor. ''Güç içimizde'' : )

Gelişmiş yaşlı Avrupanın dinamosu olmak bana daha mantıklı geliyor.

Hiç bir zaman ve şartta Avrupalı olamayacağımıza göre Avrupa ile entegre olunduğunda farklı bambaşka bir gücün ortaya çıkacağına inanıyorum. Asyada kaybolma ihtimalimiz çok daha fazla . . .

30/05/2009  21:59:18 de yazıldı. Bu yazının ilk yazıldığı orjinal sitedeki başlığın tamamını görüntülemek için tıklayın. 

Temiz Bir Şeyler Yemek mi İstiyorsunuz ?

Afiyet olsun Fersa,

Sende imkan varmış ama İstanbul' un göbeği yerlerde insanların küçücük balkonlarda 5 - 6 fide ile uğraşması o kadar büyük bir ihtiyaç ki tahmin edemezsin. Hep marketlerden beslenmek zorundalar. Yoksa organik ürünler 3 - 5 misline nasıl alıcı bulsun ?

Reklamlarda sütü kutu için, çocuğunuza et süt yumurta yerine danone yedirin diyor. Kalbiniz arızalı ise bu yağı yiyin diyecek kadar ilerde gıda tüketim bilincimiz toplumsal olarak. İnsanlar bu durumda bir gariplik olduğunun içten içe farkındalar ama yapabilecekleri bir şey de yok.

Ben haftada iki gün toprakla ağaçla otla uğraşırım. Mümkün olsa bir çadır kurup o bahçede yatıp kalkacağım.

Bu şartlarda yaşayan çaresiz insanlar açısından evinin önündeki o toprağı ne kadar öpsen azdır diyeceğim.

Kazakistana sevgilerimle . . .

11/05/2009 :  19:25:18 de yazıldı. Bu yazının ilk yazıldığı orjinal sitedeki başlığın tamamını görüntülemek için tıklayın. 

Temiz Bir Şeyler Yemek mi İstiyorsunuz ?

Benim balkonumda 70 kök çileğim var. Büyüyorlar. 4 fide meyvesi 1 kilo gelen domatesim de ufak ufak büyüyor. 10 kök kadar da biber diktim. Hiçbiri toprakta değil. Benim verdiğim besinli su ile büyüyorlar. İlaç veya enzim bulunmadığına emin olarak yiyeceğiz bunları. (Enzim = bitkisel hormon)

Haftada 1 saat kadar zaman harcıyorum bakıma. Balkon dediğim yer 7-8 m2 bir yer. Bütün bu bitkilere rağmen bütün alan da boş duruyor üstelik.

Herkese tavsiye ederim.

11/05/2009 :  14:29:52 de yazıldı. Bu yazının ilk yazıldığı orjinal sitedeki başlığın tamamını görüntülemek için tıklayın. 

Domuz Gribi Nedir ?

Ben kuş gribinin de Amerika tarafından Çine verilmiş bir gözdağı olduğunu düşünüyorum. Çaktırmadan 3. dünya savaşları yapılıyor galiba.

08/05/2009 :  13:38:00 de yazıldı. Bu yazının ilk yazıldığı orjinal sitedeki başlığın tamamını görüntülemek için tıklayın. 

İşe Nerden Başlamalı ? Yeni Mezun Ziraat Mühendisi

Arada söylemeyi unuttuğum şey bu domates serası bu şekilde hazır istenirse ve ürünün alım garantisi de işin için girerse maliyeti yukarıdaki gibi. Fakat aynı üretim kişinin kendi imkanlarını kullanarak bu dekar maliyetinin 1/5 ine kadar düşebilir. Yukarıdaki rakamın 1/3 kadar bir dekar maliyeti epey teknolojik sağlam bir sera anlamına gelir. Ama bu durumda ürünü kime kaça satacağınızı artık araştırma gereği ortaya çıkar.

Önümüz yaz. Diyelim ki elde bir arazi var. İklimine göre bir çeşit bu bahçe 

İşe Nerden Başlamalı ? Yeni Mezun Ziraat Mühendisi


Alıntı Yapılan Metin:
Yazıyı gönderen - huyhuyhuy
sayın akın selçuk, bahs ettiğiniz, dizayn gurup, kredilendirmeyi kendi yapıyor mu? Bilgi varmı, ve bir dekar sera maliyeti için bildiğiniz bir fiat varmı.Yani piyasa fiatlarından farklımı dizayn gurup un fiatları.


Bu işin garantisi çıkan ürünün bütün hal fiyatlarından daha yüksek bir fiyatla satabiliyor olmanız. Ürünü serayı kuran sizden alıyor. Fakat onun istediği kriterlerde yetişmeniz gerek.

Kuruluş sadece sera ve içindeki yetiştirme ekipmanları için yapılıyor. Elektrik panonuzu ısıtma düzeneğinizin inşası gene size ait oluyor. Tam olarak anahtar teslim sayılmaz.

Bu çok büyük bir yatırım çünkü bir hasatta bir tırın tam dolması için en az 10 dekar büyüklüğünde bir sera kuruluyor. Yüksek teknoloji serası olduğundan ve burada hazır garantili gelirin ödemesi de yapıldığından dekar maliyeti 200binleri buluyor. Fakat bu para ilk yıl geri dönebiliyor. En çok 3 yıl sonra

Burada çok saçma iş fikirleri var.

Ersan efendi çabalarına sonuç alamamış olman insanlara edepsizlik etmeni gerektirmez. Senin validen bizim de validemizdir.

Saygıdeğer bir insan olmadığın belli.

Doğruyu bulman ümidimizle . . .

06/04/2009 :  19:49:00 da yazıldı. Bu yazının yazıldığı orjinal sitedeki başlığın tamamını görüntülemek için tıklayın. 

Burada çok saçma iş fikirleri var.

Titanic zinciri çok güzel di.

06/04/2009 :  17:36:47 de yazıldı.  Bu yazının yazıldığı orjinal sitedeki başlığın tamamının görüntülemek için tıklayın.

Fobiniz Varmı ?

Halihazırda bir fobim yok. Ama vaktiyle vardı. Hiç bir zaman nereden geldi nasıl böyle bir fobiye sahip oldum izahını yapamadım.

Ancak fobi kelimesinin anlamını tam olarak kavrayabiliyorum. Fobi sahibi bir insanı gayet güzel anlayabiliyorum. Eğer bu takıntının ne olduğunu bilmese idim eşimle çok dalga geçerdim.

Hanım kediden hoşlanmaz fakat fobi seviyesinde. Sadece kedi. Fobinin anlamını bilmeyen birinin bunu anlaması çok zor. Ben kedileri çok severim fakat yolda sokakta yolumuzun üzerinde bir kedi var mı diye sürekli gözler,

Bir Fobiden Nasıl Kurtulunur ?

Hanımla yaşayıp Alman turistlere rezil olduğumuz fobi problemini anlattık.
Sıra geldi bendeki fobiye.

Benim şimdi olamayan eskiden sahip olduğum fobim neydi ?

Fobinin ne olduğunu anlamamı mümkün kılan şey örümcek korkumdu.

Tam olarak fobiydi. Hayatım felç olur günümü yaşamaz uyku uyuyamaz ayağımı yorgana uzatamazdım. Hiç aklıma düşmesin diye dua ederdim. Duşta gözümü kapatamaz aklıma geldiği anda banyodan acele çıkardım. Ayakkabımı giyemez ne yapacağımı bilemezdim. Soğuk bir ter boşalan vücudum kasılır kalırdı.

İlkokulda başladı. 7 yaşımda bu korkuyla tanıştım. Nasıl başladı, ilk nasıl farkettim hatırlamıyorum. Anlattığımda bir şey yapmaz böcek işte derlerdi. Evimizde bir sağlık

Sayın Site Yönetimi

Bu sitenin formatı dediğiniz şekilden biraz daha farklı yapılandırılmış. Bu özel bilgilerde çok açık olmama durumu bir çok kullanıcıya rahat yazma imkanı sunuyor. Bu gizem bazı istikrarsız üyeler tarafından kötüye de kullanılabiliyor. Bu durum görüldüğünde editör ve yönetim tarafından gereken yapılıyor.

Ama bir tanışma bölümü kendini tanıtmak isteyen üyeler tarafından istek halinde kullanılabilir. Bu konuda zaman zaman açılan başlıklar oldu. Eğer çok talep görselerdi yönetim bu durumu mutlaka değerlendirir ve menüye bunu koyardı.

Koniksteki birçok kişinin kendini tamamen açık etmek isteyeceğinden emin değilim. Hem rahat rahat yazmak hem de adını soyadını kullanmak bazen internet ortamında sıkıntı yaratabiliyor. Ya yazdıklarına dikkat ediyorsun ya da takma adını değiştirip ve iletişim kanallarını kapatıyorsun. Benim sürekli kullandığım burada açık e posta adresim ve adım soyadım halen değişmedi. Telefon ve adresimi bilen yüzyüze tanıştığım hatta evlerine misafir olduğum üyeler oldu. Bütün bilgilerim siteye üye olduğum haliyle duruyor ama buna gerek duymak zorunda kalanlar oldu, hemde sıkı müdavimler arasından.

Saygılar . . .

 28/03/2009 :  13:45:57 de yazıldı. Bu yazının yazıldığı orjinal sitedeki başlığın tamamını görüntülemek için tıklayın.

Kanepenin Kıymetini Bil Sabırlı Ol

Sevgili arkadaşlar,

İş kurmak , esnaflık yapmak, alıp satmak , kazandığın paraları saymak gibisi yoktur. Hiç bir memurun kolay kolay tadamayacağı bir histir. Hem başarmış olmanın hazzı, hem de elinde işin başında olduğundan daha çok bir para tutmak. Ne bileyim mesela çok açken yemek yemek gibidir, çok susamışken su içmek gibidir. Tadından yenmez bir iştir bu ticaret. Kazanabilmek, parayı elde tutabilmek, kazancınla sermayeden yemeden ihtiyaçlarını karşılayabilmek çok ama çok zevklidir.

Ama parayı iş çarkının içine soktuğun anda riskler de başlar. O parayı geri alıp üstüne birde fazladan para koyabilmek öyle kolay bir iş değildir. Bunu yapabilmek için

Acayip

Ne kadar da enteresan bir başlık ! Hep derdim ki biri bunları yazsa topa tutulur. Tutulmamış.

İçindekileri ifadeden öte bir amaç yoksa sorun da yok. Ama bir çok yerde bunları savunuyorsan binanın altından tuğlaları çekip acaba ne olacak gibi bir amaç olmalı.

Neye inanılırsa inanılsın sonuçta ölünecek ve moleküllere ayrılınacak bir de ardında bıraktığın hayata bakılacak. Bu kainatta varlığın bir anlam kazandı mı kazanmadı mı ? İşte budur senin değerin uzay boşluğunda . . .

Değerli olmak anlamlı değilse artık kafanda zaten kanserli hücresin insan beyni sınırları içinde . . .

Başka bir şey olduğunu düşünüyorsan zaten sana diyecek bir şey yok. Bizleri aşmışsan burada işin ne o zaman da . . .

14/02/2009 :  21:12:56 de yazıldı. Bu yazının ilk yazıldığı orjinal sitedeki başlığın tamamını görüntülemek için tıklayın. 

Osmanlı 'da Sofranın Sultanı ; Baklava

Senin baklavaya alıcı gözle bakmanı sağlamaya çalışıyor desem olur mu ?

Meyvelerden muz, tatlılardan baklava, reklama hiç gerek yok. Baklava gibisi var mı. Bildiğim 10 tane ünlü baklavacı var şehirde hiçbiri kriz mıriz dinlemiyor. Vitrinlerine öğleye doğru koydukları tepsiler akşam 18:30 da tükenmiş oluyor. Kilo 17 - 30 lira arası. Bu durumun her şehirde böyle olduğuna eminim.

İyi bir baklavacı ustası bulun baklavacı açın. Yeterki ürün güzel olsun kimsenin fiyatına baktığı yok zaten. 5 - 10 lira arasınada baklava veren yer dolu ama aynı satış yok demek ki baklava da iş fiyatta değil lezzette . . . .

10/02/2009 : 18:08:40 de yazıldı. Bu yazının ilk yazıldığı orjinal sitedeki başlığın tamamını görüntülemek için tıklayın. 

Ne Satsam Kar Ederim Mi Demiştiniz ?

Şimdi bir televizyon fabrikası kuralım desem herkes nasıl satacaksın astarı yüzünden pahalı olur şeklinde olumsuz yorumlar yapacak. Evet oturulan yumuşak zeminden olmaz demek dünyanın en zevkli işlerinden biri. (tamam belki ikinci sıradadır kabul !! )

Vestelin başındakiler , fikir babaları , sermaye koyanlar bu olumsuz yorum sahiplerinden daha az vizyona sahip demek ki.

Uzakdoğuya yaptırmak varken neden bu kadar adamı istihdam ettiklerine akıl sır ermez. Paraları çok zahir.

Agromed veya Dizayn grup yöneticileri deli demek ki. Bu firmalardan


Ne Satsam Kar Ederim Mi Demiştiniz ?

Müstahsil kimdir müstahsil makbuzu nedir ?

Birinci ve ikinci sınıf tüccarlar ile defter tutmak zournda olan çiftçi­ler gerçek usulde vergiye tabi olmayan çiftçilerden satın aldıkları malların bedelini ödediklerinde iki nüsha olarak düzenledikleri, birini imzala**** satıcı çiftçiye vermeye ve diğerini ona imzalatarak alma­ya mecbur oldukları belgedir.

Müstahsil makbuzunda;
a. Makbuzun tarihi,
b. Malı satın alan tüccar veya çiftçinin soyadı, adı, ünvanı ve adresi.
c. Malı satan çiftçinin soyadı, adı, ikametgan adresi,
d. Satın alınan malın cinsi miktarı ve bedeli

yer alır. Müstahsil makbuzları seri ve sıra numaralı olur.

Mal tüccar veya çiftçi adına bir adamı veya aracı tarafından alın­dığında makbuz bunlar tarafından tanzim ve imza olunur. Mühtahsil makbuzun tüccar veya alıcı çiftçi nezdinde kalan nüshası fatura yeri­ne geçer.

Ne Satsam Kar Ederim Mi Demiştiniz ?

Kısa sürede amorti ediyor

Türkiye'deki en büyük topraksız tarım yatırımlarının sahibi ise İzmirli Agrobay Seracılık. Agrobay Seracılık'ın sahibi Hasan Şentürk, "2007 yılında hayata geçireceğimiz 20 milyon euroluk ek yatırımla Meksika'nın liderliğini elinden alacağız" diyor.

Yatırımın karşılığını bir yılda alacaklarını söyleyen Şentürk, "Topraksız tarım kültürünün avantajları verimlilik ve kaliteyle sınırlı değil. Bu kültürde yetişen ürünlerin ihraç pazarları da daha geniş ve sorunsuz oluyor. Böylece yaptığınız yatırım kısa zamanda geri dönüyor" açıklamasını yapıyor. Geçen yıl Akdeniz Sineği nedeniyle Türkiye'nin Rusya'ya ihracatının durduğunu ancak


Ne Satsam Kar Ederim Mi Demiştiniz ?

Erkek ve dişi polenlerin döllenmesine yardımcı olmak için hormon kullanılmıyor. Domates çiçeklerinde bulunan dişi ve erkek polenler, serada kovanlar halinde barındırılan bambus arıları tarafından dölleniyor. Bambus arısı, hortumu diğer arılara göre uzun olan ve polenlerle beslenen bir tür. Seranın içine bambus arısı bırakıldığında, uzun hortumu ile henüz açmamış olan erkek çiçeğin polenini alıyor ve dişiye taşıyor. Yani dişiyi gerçek erkek poleni ile döllüyor. Fısfısa gerek kalmadan dişi dölleniyor ve doğal olarak domates üretiyor. Bambusun anavatanı Türkiye.

Muğla’da toprakta yaşayan, yaprağın içinde üreyen


Ne Satsam Kar Ederim Mi Demiştiniz ?

Topraksız tarım bitkilerin toprak kullanılmadan yetiştirilmesidir ve topraksız tarımda bitkiler için gereken besin maddeleri sıvı yolu ile verilir. Topraksız tarımda ürünler daha çabuk elde edilir, daha fazla ürün alınır. Ürünler daha lezzetli ve dayanıklı olur.

İlk Kesifler 1800 Yıllarında bitki fizyolojisi uzmanları bitkiler için gerekli besin maddelerinin suda çözünmüş haldeki inorganik formlarında alındığını keşfettiler. Bu çalışmaların sonunda da gördüler ki toprak aslında bitkiler için sadece besin maddelerinin rezerv ortamı olarak görev yapmaktadır.

Topraksız yetiştiricilik yeni bir yöntem olmasına rağmen Kanada'da mevcut seraların % 90'ı ,
ABD' de her 10 seranın 9'unda , İsveç’te salatalık yetiştiricilerinin % 50'si , Hollanda da sera ve sebze yetiştiricilerinin % 90'ı Topraksız tarım yapmaktadır.


Ne Satsam Kar Ederim Mi Demiştiniz ?

Çiftciyi kurumsallaştırıp direk ihracaatcı olmasını sağlamak zor iş.
Çiftçiye markalaşmayı öğretmek zor iş.
Çiftciye tarımın, toprağa tohum atıp dua etmekten daha başka yanları da olduğunu anlatmak zor iş.
Çiftciye buğdayı toprağa gömerek saklama yöntemini 10bin yıl önceki insanlarında bildiğini artık modern depolama diye bir yatırım yapmaları gerektiğini anlatmak zor iş.
Çiftciye modern yöntemleri kendisine anlatamayan mühendis veya sisteme itiraz etmeleri gerektiğini anlatmak zor iş.
Çiftciye tarım İl Müdürlüklerinin kendileri için var olduğunu anlatmak zor iş.
Çiftciye eğitimi talep edip alması gerektiğini anlatmak zor iş.
Çiftciye tarımsal üretimin hasat, ambalaj ve pazara ulaşmak


Ne Satsam Kar Ederim Mi Demiştiniz ?

Hedefimiz 2$ kilo satış fiyatı değil, kilodan 50 kuruş kar elde edebilmektir. Avrupa fiyatlarıda tıpkı senin gibi oralarda yaşayan insanlardan gelmekte. Market fiyatları, corner shop fiyatları, hal fiyatları, komisyoncu geçiş fiyatları ve ihracatcı ülke kaynaklarına göre tasniflenmiş fiyat bilgileri sürekli elimize ulaşmakta.

Bu durumda sana inanmamız epey zor. Sen portakalı Maroc taraflarına satmayı bir dene.

04/01/2009 :  01:36:45 de yazıldı. Bu yazının ilk yazıldığı orjinal sitedeki başlığın tamamını görüntülemek için tıklayın. 


Ne Satsam Kar Ederim Mi Demiştiniz ?

Antalya İhracatçı Birlikleri Genel Sekreterliği'nden alınan verilere göre, 1 Ocak - 31 Mart 2008 tarihleri arasında Antalya'dan yapılan ihracat geçen yılın aynı dönemine göre %16 oranında artarak toplamda 138,3 milyon dolara ulaştı.

Yılın ilk üç ayında en fazla artış %24'le yine yaş meyve sebze ihracatında yaşanırken tekstil ve ham madde de %8 artış kaydedildi.

Kesme çiçek ihracatı ise %9 azaldı. Rusya, Romanya, Almanya, Bulgaristan ve İngiltere en fazla ihracat yapılan ilk beş ülke oldu. Kaynak : AİBGS
----------------------------------------------------------------------------
İngiltere domates fiyatının en yüksek olduğu ülkelerden biridir. Ama yaş domates satışı için Türkiyenin hedef pazarlardan biri değildir.

04/01/2009 :  01:21:04 de yazıldı. Bu yazının ilk yazıldığı orjinal sitedeki başlığın tamamını görüntülemek için tıklayın. 


Ne Satsam Kar Ederim Mi Demiştiniz ?



Alıntı Yapılan Metin:
Yazıyı gönderen - istanbulesnafları
Sayın akınselçuk şimdi sizin yazıyı okuyunca insan acayip umutlanıyor fakat kafamı karıştıran bir mesele var. Madem bu işler bu kadar karlı bizim çiftçimiz neden kan ağlar ve halinden bir tane olsun memnun olan yok yoksa aracılarmı onların anasını ağlatıyor.


Bu soruyu bende kendime epeyce sordum. Gezdim dolaştım. Konuştum. Çiftçiyle hesaplar yaptım. Ne kadar bilgi o kadar kazanç sonucuna ulaştım.

30 yıllık bir seracıya gittim. Dediki ayda 2 defa mühendis gelmezse üretim düşer. Bunu aklım almadı. 30 yılın bir tecrübesi olmalı. İlaç, gübre, bitki, pazar tanınmalı. Tanımıyorlar ufukları dar. Tek bir şey biliyorlar ve değişime ayak uyduramıyorlar. Bilende var ayak uydurmaya çalışanda ama az.

Ne Satsam Kar Ederim mi Demiştiniz ?

İşleri kötü giden tüm esnaf arkadaşların üzerine eğilmesi gereken bir konu.

Türkiye de üretip veya alıp sonra yurtdışına satmak. Tarımsal gıda Türkiyede üretilebilecek en kolay üründür. Bu işi bir de teknolojik yapıp maliyetinizi ucuzlatırken bir yandan da veriminizi- rekoltenizi arttırırsanız, kurumsallığa ve profesyonel bilimsel yaklaşımlara prim verirseniz muhtemelen ben bu güne kadar bunları nasıl akıl edemeyip bu kadar sıkıntıyı çekmişim dersiniz.

Al-sat a diyeceğim bir şey yok. Ama üretecekseniz marka, ambalaj, kaliteli ürün, ucuz fiyatlar, sürekli üretim imkanı, kolayca ulaşılacak yerde duruyor ülkemizde, oldukça düşük maliyetlerle. Avrupada bu şanslar biteli yıllar olmuş. Üretiyor ama ucuz değil, yeterli değil.